5 Eylül 2015 Cumartesi

DURKHEİM - SOSYOLOJİK YÖNTEMİN KURALLARI


Toplumsal gerçeklik en eski çağlardan beri birçok düşünürün ilgisini çekmiştir. Ama bu gerçekliği bilim gözüyle inceleme düşüncesine Rönesans’tan sonra başlanmıştır. O zamandan beri gelişen bu düşünce Durkheim gibi sosyologların yardımıyla tam anlamıyla gerçekleştirmiştir. Durkheim'dan önce hiçbir sosyolog toplumsal olayların niteliklerini, sosyolojinin yöntemini onun kadar açık seçik olarak belirlememiştir. Durkheim sosyolojinin konu ve yöntemini 1895 yılında yayımladığı Sosyolojik Yöntemin Kuralları adlı yapıtıyla ortaya koymuştur. Bu yapıtında sosyolojinin yöntemini altı başlık altında incelemiştir.
I.             Toplumsal olay nedir?
II.           Toplumsal olayların gözlemiyle ilgili kurallar.
III.          Normal ve patolojiğin ayrılmasıyla ilgili kurallar.
IV.         Toplumsal tiplerin kurulmasıyla ilgili kurallar.
V.           Toplumsal olayların açıklanmasıyla ilgili kurallar.
VI.         Tanıtlarla ilgili kurallar.

I.             Toplumsal olay nedir?: Sosyolojinin konusunu toplumsal olaylar oluşturmaktadır. Toplumsal olayın ne olduğunu anlayabilmek için ise onu diğer olaylardan ayıran özelliklerinin üzerinde durulması gerekmektedir. İkili bir ayrıma gidecek olursak toplumsal olay bilinçlerin dışındadır ve kendilerinin bize zorla kabul ettirirler. Daha açık bir ifade ile toplumsal olay dışlık ve baskı ilkesi çerçevesindedir. Örneğin aile içerisindeki görevleri yaptığımızda kendimizin dışında gelişen ödevleri de yerine getirmiş oluruz. Bu ödevler duygulara yenik düşülse bile yine de nesneldirler. Çünkü bunlar içimizde doğmuş bilgiler değil eğitim yoluyla dışarıdan öğrendiğimiz bilgilerdir. Bu nedenle düşünme, davranma biçimleri bireylerin bilinçleri dışında bulunma ve kendilerini bireylere zorla kabul ettirme niteliklerini taşımaktadır. Bireylerin bilinçleri dışında oldukları için psikolojiye dahil edilemez. İşte psikoloji ve fizyoloji zümresine dahil edilemeyen olaylar zümresine Durkheim “toplumsal olay” adını verir.
II.           Toplumsal olayın gözlemiyle ilgili kurallar: Toplumsal olayın ne olup ne olması gerektiğine değindikten sonra bu toplumsal olayın nasıl ele alınması gerektiğinin üzerinde durulmaktadır. Günlük hayattaki olaylar veya bilime konu olan olaylar hakkında zihnimizde birtakım fikirler vardır. Tüm bunların hepsi birer nesne gibi ele alınmalıdır. Toplumsal olayların birer nesne gibi incelemek sadece zihinlere yerleştirilmesi yeterli değildir.
III.         Normal ve Patolojiğin ayrılmasıyla ilgili kurallar: İlk iki kural dahilinde toplumsal olguların patolojik mi yoksa normal olgular mı olduğunu inceleyeceğiz. Bundan önce normal ve patolojik olayın bir tanımını yapmak gereklidir. Bu nedenle bu tanımı yapmadan zihnimizden önsel fikirleri atmalı ve yerine dış niteliklere bağlı bir tanımı getirmeliyiz. Sosyal olgular iki türlü görünmektedir. Bir kısmı toplumdaki bireylerin hepsinde görünürken diğer bir kısmı sınırlı bir kısımda görünmektedir. Biz de genelde bulunan olgulara normal, sınırlı, istisna olanlara patolojik diyeceğiz.
IV.         Toplumsal tiplerin kurulmasıyla ilgili kurallar: Toplumsal türleri kurmak için ilk olarak toplumların doğru birer monografilerini yapmak gereklidir. Bunu yaptıktan sonra birbirleri ile karşılaştırarak benzer olanları belirli gruplara ayırmak gereklidir. Sosyoloji de toplumsal türlerin sınıflandırmasında toplum türlerini incelemeden ziyade sınırlı ama temel nitelikleri araştırılmalıdır.
V.           Toplumsal olguların açıklanmasıyla ilgili kurallar: İlk olarak toplumsal bir olayın belirleyici nedeni, bireysel bilinç hallerinde değil, kendinden önceki toplumsal olaylarda aranmalıdır. Bunun yanında önem taşıyan bir toplumsal sürecin ilk kökeni iç toplumsal çevrenin yapısında aranmalıdır. 
VI.         Tanıtlarla ilgili kurallar: Toplumsal bir olayın nedenini yine bir toplumsal olayda arayacağız. Bu iki toplumsal olayın ise arasında ilişki kurarken ya da dolaylı deneme ya da karşılaştırma yöntemini kullanmak zorunludur. Sosyoloji olgularında deneyleme yöntemini kullanmak olanaklı değildir. Öyleyse karşılaştırma yöntemine başvurmamız gereklidir. Karşılaştırma yönteminin ise dört kuralı bulunmaktadır. Bunlar; uygunluk, değişim, tortular yöntemi ve birlikte değişim. Biz sosyolojide karşılaştırma yönteminin birlikte değişim basamağını kullanmaktayız. Bunun nedeni ise; nedensel ilişkisini içeriden yakalar, karşılaştırılan olguların çok sayıda olması gerekir ve ne eksik ne de yüzeyden ilişkiler kurulmasına zorlar.


Sonuç olarak Durkheim’dan önce de birçok filozof bu fikirleri öne sürmüşlerdi ama bu kuralları bir türlü topluma uygulayamamışlardı. Sosyolojinin konusunu açıkça belirlemek, yöntemin kurallarını sistemli olarak ileri süren ve topluma uygulayan ilk Durkheim olmuştur.
Sosyolojiye ilginiz varsa mutlaka okumalısınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder