“Okurdan Elif Şafak’a,
Elif Şafak’tan okura uzanan bir köprü.”
Onunla ilk
kez ‘Aşk’ romanıyla tanıştım.
Kitapçıda iki farklı kapak rengi çarpıcı gelmişti… Elimden bırakmadan aynı gün
içerisinde bitirdim. Daha sonra diğer kitapları raflarımı süsleyerek yerlerini
almaya başladı. ‘Bit Palas’, ‘Araf’,
‘Mahrem’, ‘İskender’… Okuyucusunu etkilemeyi başaran, vapurda, tren garında
hayatın her köşesinde yer alan insanların oluşturduğu tasavvurları en mükemmel
şekilde muhafaza eden, ortaya çıkaran ve kitaplarında her zaman farklı
serüvenler yaratan bir sanatkâr. Taşta
uyuyan heykeli ortaya çıkartmaya çalışan heykeltıraş misali bir yazar, Elif
Şafak.
“Yazar olmak bir fırtınanın içinde
savrulmak gibi bir şey. Dağılmak sarsıntının şiddetiyle kendini yeniden
tanımak, hiç bilmediğin, kendi içindeki odaları keşfetmek gibi…”.
Elif Hanım’ın en son çıkan kitabı Şemspare,
Firarperest kitabını anımsattı ve
tekrar bir göz gezdirmemi sağladı. Bende iki farklı serüveni ayıramadım ve Elif
Hanım’ın denemelerden oluşan bu iki kitabıyla birlikte yolculuğa çıkalım
istedim. Romanlarındaki efsun azalmasın diye onları size bırakıyorum. Firarperest şehrine doğru yolculuğumuz
başlıyor ve bu şehri güneşten bir parça Şemspare
aydınlatırken yürüyeceğiz arabanın giremediği dar sokaklarda. Köşe yazılarından
derleme bir şehir burası. Her başlık gezilmeye değer gözler yoruluncaya, uyku
bastırıncaya kadar. ‘Dünyayı Görmek’,
‘Yazın Doğup Hep Sonbaharda Yaşayanlar’, ‘Kadife Dostluklar Dikenli Aşklar’,
‘Dışarı Korkusu’, ‘Melankolik Sabahlar’, ‘Kadınları Sevmeyen Kadınlar’, ‘Kâğıt
Kadın, Kalem Erkek Savına İnat’ birkaç başlık birkaç sokak arası misali…
Güneşten bir parça süzülüyor yapraklar arasından ‘Yağmurda Mürekkep Damlası’, ‘Ortak
Yaşam Alanları, Ortak Duyarlılıklar’,
‘Kürtçe Âşık Olmak’… Firarperest şehrinin bir köşesini siz
oluşturdunuz, Şemspare aydınlatıyordu
her sabah sizi. Elif Şafak belki de satırlarını sizden esinlenerek yazdı bu yüzden
okura uzanan bir köprü… Vapurda gülümseyerek martılara simit atan bir çocuk
veya ev işlerini yetiştirmeye çalışan bir anne veya bir taksi şoförü Firarperest şehrinin sakinleri, böyle de
sürüyor veyalar bazen de Elif Hanım başrol olmuş karşımıza çıkıyor. Hayattan şikâyetlerimiz,
değişen yargılarımız, en gülünç hallerimiz, kadın ve erkek yaptığımız işler
arasındaki fark bazen de yapamadıklarımız, yapmak istemediklerimiz, kaygılarımızın
derlemesi denilebilir Firarperest ve Şemspare. İki farklı kitap ve her
denemede damakta kalan farklı bir tat. Elif Hanım küçük sırlarını da paylaşmış son
kitabı Şemspare’de korsan kitap
imzalamak, annesinin kızı, okurun yazarı olmak, kardeşlerine uzaktan bakmak, soy
ismi olarak annesinin ismini almak gibi… Renk renk, dalga dalga keşifler
senfonisi, okunmaya değer tecrübeler ve tavan arasında kalmış düşünceler
dizisi.
Bazen de her gün karşılaştığımız yaşanmışlıklar serüveninde bize sıradan gelen
bir olaya farklı bir pencere açarak bakmış Elif Hanım. Fevkalade betimlemeler
ve yelpaze gibi ferahlatan bir üslupla yazılmış satırlar sizi kitap bitimine
kadar bir hanımefendi edasıyla ağırlayacak. Ve Elif Hanım evime misafir olmadı
demeyeceksiniz. Bazı okuyucular paylaşamayacak;
“Yalnız benim için yaz…” isimli yazıdan
bir kesit; “Ben sizi seneler evvel ilk romanınız ‘Pinhan’ ile tanıdım. O günden
bugüne çıkan her kitabınızı okudum. Ama eskiden sadece benim yazarımdınız.
Etrafımdakilere hep sizden ben bahsederdim. Şimdi herkesin yazarı oldunuz.
Etrafımdakiler bana sizden bahsediyor. Bazen dayanamayıp arkadaşlarımı tersliyorum:
bana niye Elif Şafak anlatıyorsunuz diyorum yahu siz daha onun ismini bile duymamışken
ben onu okuyordum daha hiçbiriniz keşfetmemişti bile… Keşke sırf benim yazarım
olarak kalsaydınız.”
Yazarını
kıskanan, paylaşamayan okuyucu kitlesine sahip Elif Şafak. Ama onun için her
okur özel bunu nereden mi çıkardım bana fısıldadıklarından ve sonunda bir göz
kırpması yeterli oldu.“Nasıl ki parmak izlerimiz birbirine
benzemiyorsa, hiçbir okurun okuma biçimi bir başkasınınkine benzemez. Bir
romanı çok sayıda insan okuyabilir, ama herkesin okuması ayrı ve özeldir, tek
ve biriciktir!” Her yazara kendimce isim veririm. Elif Şafak benim ‘bavulu elinde yazarım’ peki ya sizin? Değerli kitaplarla eşsiz kütüphaneler
kurmaya…
(Âlâ Dergisinden yayımlanmıştır.)
(Âlâ Dergisinden yayımlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder