28 Nisan 2014 Pazartesi

AĞAÇ KOVUĞUNDAN ÖYKÜLER – NİLGÜN BIYIKLI


"Yazsam roman, öykü olur"

Doğarak bir yolculuğa çıkıyoruz? Her  durak farklı bir an farklı bir duygu barındırıyor. Hepimiz için aklımızdan çıkmayan anılar dolduruyor yarınları. O anılarla yeniden varoluyor, yarının yüzü oluyoruz.
Çocukluğun ilkleri, gençliğin maceraları, ölümün resmi, neşenin manzarası, hüznün kokusu heybemizde birikiyor. Yaş kaç olursa olsun bütün bunlara karşı takdir bekleyip duruyoruz. Acı, tatlı duygularla lezzetine doyum olmayan hayatta tutunmaya çalışıyoruz. Dinlediğimiz bir müzikte, gezdiğimiz caddelerde, şehirlerde, o enfes kokan yemeklerde, başkasının yüzünde yaşananlar film şeridi gibi geliyor akıla. Üstüne "hayatımı yazsam roman, öykü olur" cümlesi kucaklıyor hepimizi.
Nilgün Bıyıklı Ağaç Kovuğundan Öyküler'le geçmişin İZ'i, yarının yüzünü kaleme almış. Üç bölümden oluşan eser öykü ağacını temsil ediyor. İlk bölümde "Kral Benim" diyerek özgüveni, yaratılış köklerini temellendiriyor. İkinci bölümde ise "Eller ve İzler" ile serpilerek dilediği ana ulaşıyor. Üçüncü bölümde ise “Bana Bir Masal Anlatsana” diyerek filizleniyor.

Önemli detayları yazılarına nakşederek okuru kendisine bağlayan Nilgün Bıyıklı ilk kitabında dikkatleri üzerine çekiyor ve merakla ikinci kitabı beklettiriyor.