10 Eylül 2015 Perşembe

AŞILMIŞ DUVARLAR - ÜNSAL ÜNLÜ


Modernle gelen insanın içerisinde bunalanlar, uzak ve bilinmez coğrafyaların hayal mütercimleri, katılaşan kalpte sabahların kadrini bilmeyenler, zihinlerde büyüyen kar, imlalarda boğulmaya yüz tutan dengeler deneme, öykü, roman harici hem sitemkar hem alaycı hem de kırılgan bir şekilde kendilerini nerede barındırabilir… Şiir dediğinizi duyar gibiyim…

Okur Kitaplığı bünyesinde çıkan Aşılmış Duvarlar, hayatı simgeleyen Tünel şiiri ile karşılar ve karanlıkta görülen bir ışık timsali birbirine bağlantılı şiir mefkuresi ile sizleri ağırlamaya devam eder; Rüzgarla Gelen, Onmaz Meseller Firarisi, Büyü Bozuldu, Saklambaç, Zaman Aşırı, Onlarsız Düşlüyoruz Dünyayı… Bu süreçte sözcüklerin gizemi aralandıkça yeni satırla yelken açacak ve özgürlüğün tadını almaya başlayacaksınız. Kimi zamanda bir şiirin yükünü sırtlanmış kaderiyle kederleneceksiniz.
Ünsal Ünlü’nün dış alemi içselleştirerek oluşturduğu zihinsel tasarımı, imgeler dışında kendi anlayış tarzını yansıtması, yaşadığı olumsuzluklara rağmen kendi sesini şiirle satırlara nakşetmesi farkını ortaya koymaktadır. Bunların yanı sıra dünyasında kendini yabancı hisseden varlığı ne var ol(a)mayacak olan geçmişle ne de henüz zamanı gelmemiş gelecek ile temellendiren günümüz insanının yine dünyaya ve an’a sarılmasını ustalıkla şiirlerine işlemiştir. Ayrıca yazarımız şiirlerinde insani bir duruşu resmeder. Gerçeklere ne kadar göz yumduğumuzun ve bu göz yummanın kapatamadıklarına çözüm arayanların olmadığını ve nasıl çaresiz kaldığımızı dizelerine yansıtır. Bu nedenle yazarımızın şiirleri zamanın hikayesine bir sesleniştir.
An Farkıyla
Hayatta An Fakıyla kaçırdıklarımıza da son şiiriyle değinen Ünlü’den sızlanmaların, vazgeçilmezliğin sırrını öğreneceğiz. Ne de olsa an, geçmişin birikimi yarının yatırımıdır. Geçmiş ve gelecek arasında bir zihin harmanlayıcısıdır. Ölüm, korku, ihanet, mutluluk, ürperti, heyecan, ayrılık: bu duygularla donanan yaşama karşılık (zam)an algımızdaki parçalanmışlığı yine yaşamımızdaki parçalanmışlıkla (an) gidermeye çalışıyoruz. Ünlü, günümüzde dile pelesenk olmuş an kavramının içerisini doldurarak an’ı yaşamanın bedelinin aslında ne olduğunu insanın kalbinde okunacak benlere yorar ve son satırlarıyla kitabını şu şekilde bitirir;


Hadi uyan artık
An’ın farkında olmasan da olur
Kokuyor toprak
Tutup seni yağmurlara
Seni yıkanmış rüzgarlara
Uyusundan henüz uyanmış kadınlara
İsmini hep susacaklara anlatacağım

An farkıyla dünyayı gezdiriyorum başımda

Aşklar sayısız çırpınışlarla biter
Sonra kalem bir kere yazar
Ve susar an farkıyla 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder