Günlük hayatta çeşitli dini
zümreleşmelerle karşı karşıya gelmekteyiz. Bu dini zümrelerin; mezhepler ve
tarikatlerin zeminini teşkil eden olaylar ve bir toplum çevresi teşekkülü
düşüncelerde yer tutarken bu ortaya çıkışı Türkiye’de
İlk Tarikat ve Zümreleşmeleri tespit ederek bizlere sunmaktadır. Hayatî bir
kuvvet olarak düşünülen dine; insanlık tarihinin en eski çağlarına inildiğinde
bile rastlanmaktadır. Toplumun kültür ve faaliyetlerinin ana kaynağı olan din, ilk
tecrübenin ki bunun için şuur, ruh ve belli bir kişi bulunmaktadır, yayılmış,
insanlara geçmiş halidir. İlk halka yalnızca birbirine bağlı şahıslardan
ibarettir. Bu ilk halkayı birleştiren husus ilk tecrübenin şahsi niteliklerine
bağlıdır. Max Weber bu çeşit zümre kurucularına karizma terimini kullanırken bu
karizma zümrelerin ilk adımını teşkil etmektedir. Zümreleşmenin gelişmesi, yayılması
dini tecrübenin cemaate teşkil edici etkisini göstermektedir. Dinin dinamiği;
kişisel tecrübe ile geleneksel ifade şekillerinin fertleri birleştirici etkisi
cemaat teşkiline yol açmıştır. Bu cemaatleşme insanlar arası mesafeyi sıkı bir
kaynaşma ve dayanışma haline dönüştürmüştür. Türkiye’de İlk Tarikat Zümreleşmeleri bize; İnsanlar arası ne gibi
yakınlaşma ve uzaklaşma olayları görülüyor? , Rol oynayan etkenler nelerdir? , Bu
Müslüman-Türk toplum muhiti nasıl teşekkül etmektedir? gibi soruların cevabına
ışık tutmaktadır.
Türkiye’de din sosyolojisi alanında
yapılan ilk doktora tezi olma özelliği taşıyan bu eser din sosyolojisi, din ve
dini tecrübenin ifadelerine kısaca değindikten sonra, tarikat zümre ve
zümreleşmelerinin toplumsal zemini olarak Anadolu’da Türk-İslam toplum
çevresinin teşekkülünü, Anadolu’da görülen ilk tarikat zümreleşmelerini ele
almıştır. Yesevilik, Vefaiyye, Rıfailik, Mevlevilik, Kalenderilik ve Kübreviyye
tarikatlarının geçirdiği sosyal değişmeleri, yakınlaşmaları, uzaklaşmaları,
alışılmadık olaylar karşısında değişen davranışlarını ve tezahürlerini de
müşahede etmektedir.
Din sosyolojisi uzmanı Mehmet Rami
Ayas’ın bu çalışması bugün de özgünlüğünü korumaktadır. Ayas’ın bu eşsiz
çalışmasındaki bilgiler ışığında bugün varlığını sürdüren zümrelerin kaynaklarını
öğrenebilecek ve bu zümrelerin yaptıkları üzerine düşünmek, şimdiyi
şekillendirmede ve geleceği tasarlamada bİZler için yol gösterici bir kaynak olacaktır.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nden emekli olan Profesör Mehmet Rami Ayas 82 yaşında
olmasına rağmen her gün fakülte yollarını aşındırmaya, çalışmalarını sürdürmeye
devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder