6 Ekim 2013 Pazar

PİEDRA IRMAĞI’NIN KIYISINDA OTURDUM AĞLADIM – PAULO COELHO


Paulo Coelho “Simyacı” kitabıyla ün yapmış bir yazar. Kitaplarının arasında içtenlikle neşredilen “Piedra Irmağı’nın Kıyısında Oturdum Ağladım” yazarın kaleminden değil de romanın kahramanının dilinden anlatılmış. Coelho Tanrı’nın Kadın Yüzünü keşfetmeye çalışmış. Bana öyle geliyor ki hayat tecrübeleri işlenmiş satırlara.  Yoksa acı, sevgi, dert böylesine güzel işlenemezdi. Yazarın notu kısmı size öyle içerisine alıyor ki kitap bitmesin diye daha yavaş okumaya başlıyorsunuz.
Olay örgüsü ise şu şekilde gerçekleşiyor; Pilar ve sediği adam çocukluktan beri tanışıktırlar. Sevdiği adam dünyayı gezme ve bir şeyler öğrenme hayaliyle Zaragoza’dan ayrılır. Aradan uzun bir zaman geçtiğinde adam bir gün yazdığı mektupta Zaragoza’ya geleceğini ve konuşma yapacağını söyler. Geldiğinde Pilar’ı sevdiğini açıklar. Çocukluk duygularının tekrar kabarmasını istememektedir Pilar. Fakat dürtüleri onu, sevdiği adamla birlikte uzun bir yolculuğa çıkarır.  Pilar artık olmak istediği gibi davranmaya başlar ve öğrenir ki sevdiği adam bir takım mucizeler göstermektedir. Kaybetmiş olduğu inançlarını tekrar kazanır ve çocukluktan duyduğu aşkı yine kabarır ve bu sefer onu kaybedip kaybetmeyeceğini düşünür.  Roman tamamen Tanrının Kadın Yüzü üzerinden yürütülmektedir. Mucizeler gerçekleşmekte ve inancın kutsallığı doğrulanmaktadır.
Not; Kitap bitiminde bütün cümlelerin altını çizili bulabilirsiniz.

“Sevmek başkalarıyla birleşmek, onda Tanrı’nın kıvılcımını keşfetmektir."

“Aşktan daha derin bir şey yoktur. Çocuk masallarında, prensler kurbağalara öpücük verir ve kurbağalar sevimli prenslere dönüşür. Gerçek yaşamdaysa, prensler prensesleri öper ve prensler kurbağaya dönüşür.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder