Bir Hz. Musa Romanı...
Bir bilinçlilik haliyle okumaya başladığımız “Sudan Gelen”
bir daire ve bunun başlangıcı yazanıdır. Sonsuzluğu sağlayan, daireyi
tamamlayansa okuyandır.
…
Tarihin değişik dönemindeki olayları, o dönemde yaşamış
kahramanları ve onları kuşatan maceraları bizlere sergileyen Lütfü Parlak’ın
tarihi romanları “Behramoğlu Balak”,
“Yemen” ve “Gençosman” a bir yenisi daha eklendi. Parlak bu tarihi serüvenine bazı
geceler bir masal olarak dinlediğimiz, bazen bir çizgi film olarak izlediğimiz,
bazen de kutsal metinlerde okuduğumuz Hz. Musa’yı bir roman olarak “Sudan Gelen” ile karşımıza çıkarıyor. Bu romanında sizi serüvenin içerisine almak
için Mısır’la başlayıp Nil nehri boyunca sürükleyip Kızıldeniz’i aşırıyor. Birçok
kez Hz. Musa ile ilgili bir takım şeyler okuduk ve aklımızda her zaman asanın
toprağa vuruş sesinin tokluğu ile dalgaların uğultulu bir şekilde yarılması yer
etti. Kitabı elinize aldığınızda şimdiye
kadar dinlediğiniz Hz. Musa kıssasını hatırlayarak kapak resmine bakacak ilk
sayfada kendinizi Mısır’da bulacak, Nil nehrinin kenarında otlayan hayvanları,
Tanrıça Hathor’u, karışık düşüncelerle boğuşan İmran’ın bitkinliğini
hissedeceksiniz. Nil nehrinde Hz. Musa’yı taşıyan sandukanın ilerlemesinin,
Mısır’dan çıkışın, Firavun’dan kaçışın derinlemesine analiz edilmesiyle roman
kendini sırlıyor ve siz sadece anlatılan karakterleri okumaya başlıyorsunuz.
Parlak’ın betimlemede ki ustalığıyla kelimeler anlamlı, hepsinin içi dolu ve
göze hoş görünüyor. Diğer tarihi romanlarından da alıştığımız titiz tasvirleri,
zaman ve mekan konusunda ince yerleştirmeleri sayesinde romanları vazgeçilmez
bir hal alıyor ve okur kitabın içerisinden çıkamıyor, çıksa da etkisinden
kurtulamıyor. Bu da Parlak’ın romancılıkta ustaca ilerlediğinin göstergesi. Okur
ile roman içerisinde oluşan birliktelik sayesinde Sudan Gelen’in keyifli bir okuma sunduğu kesin.
Tarihi roman yazan yazarlar eserlerini tuttukları notlar
üzerine inşa ederler. Üzerinde barınacakları kalenin zeminini ince ince
döşedikten sonra yazmaya başlarlar. Lütfü Parlak’ın konuyla ilgili geniş
araştırmalar sonucunda eserini kaleme aldığını, kutsal metinlerle birebir
örtüşen paragraflar göstermektedir. Romanda zamanın kendini kuvvetle hissettirişi,
yeri geldikçe kullanılan geriye ileriye dönüş teknikleri de etkisini
göstermektedir. Heybesi hayat yüklü Hz. Musa’yı deste deste, yumak yumak, bütün
dalların birleştiği köklerde birbiri ardınca billur gibi dökülen cümlelerle
dile getiren Lütfü Parlak’ın diğer romanlarını okuduysanız bu romanında da
aradığınızı bulacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder