5 Eylül 2015 Cumartesi

HİLMİ UÇAN - TEREDDÜT VE TEFEKKÜR "Edebiyat dünyasında din ve ahlak algısı"


Hilmi Uçan’ın İz Yayıncılıktan çıkmış olan Tereddüt ve Tefekkür isimli, edebiyat dünyasında din ve ahlak algısı notuyla yayınlanmış eseri okuyucu ile buluştu. Edebiyat üzerine akademik kariyer yapmış olan yazarın 2010 yılında yayınlanmış Batı Şiiri ve Tevfik Fikret eseri eleştirel bir çözümleme olarak beğeni sınırlarını aşmışken Tereddüt ve Tefekkür eseri ile eleştiri, fikir, edebiyat çözümlemelerini hassas bir sahaya taşıyor. Uçan bu eserinde batı etkisinden başlayıp Cumhuriyet döneminin yakın bir zamanına kadar edebiyatçıların din ve ahlak algısı üzerine adeta eski kilimlere sopa vurduğunu dile getiriyor. Buna ilaveten hem dimağların kiri havalanırken hem de değeri artan isimler üzerinden fikir süngeri de geçiyor. Okuyucu için ise edebiyat penceresinden din bahçesine dikkat çekiyor.
Uçan’ın akademik kariyerine Eğitim Fakültesinde öğretim üyesi olarak devam etmesinin izlerini bu eserde görmek mümkün. Bunun yanında eleştiri, çeviri, çözümleme ve kuram konusunda oldukça birikimli olmasının getirdiği sonuçlar yanında göstergebilim yazarı olarak ustalığı da dikkat çekiyor.
HIRİSTİYANCA BİR SORGULAMAYA KARŞI…
Bir araştırma yerine kişisel yargılarını da eklediği kitap batı medeniyetinin yükseliş öyküsünde yer alan din algısı ile başlıyor. Protestanlık ve Kalvinizmin insan doğasına yönelik değişimlere kapı aralaması, kapitalizme geçit törenlerini düzenlemesi tamamen kendine has, bütüncül bir bakış olarak okuyucuya sesleniyor.
Hepimiz dinde reform adına birşeyler söylemişizdir. Biz ‘yeni’ İslam adına gelişen fikirlerin kaynaklarında batının yeni din algısının etkilerini yaşarken, acaba daha iyi ve daha doğru bu mudur diye kafa yorarken Hilmi Uçan, harikulade örneklerle Hıristiyan dünyasının felsefesine nasıl düştüğümüzü, kanatları Hıristiyan, motoru kapitalist, tereddüt içinde kaptanlar ile bir uçuşta olduğumuz koca zamanları, ömürleri, bir çağı yazıyor. Uçan, Tereddüt ve Tefekkür ile yükseliş mi?, çöküş mü? Bu ikisi arasındaki bütüncül resimleri verip, sitem ile çözüm arasında sağlam köprüler kuruyor.
FARKEDİLEMEYEN FARKLAR…
İslam uygarlığı ve Batı uygarlığının doğa karşısında büyük farkı. Birinde uyum diğerinde egemen olma. Bu küçük farkın dev sonuçları… Hıristiyan uygarlığında uçuruma dönüşen bir tereddüt ile klasik metinlere dönüşün yeniden tanzimi. Protestanlığın Batıda iş hayatına nasıl hükmettiğini şaşırtıcı bağlantılarla anlatan yazar, yeni bir insan anlayışı olarak salt aşktan iş aşkına indirgenen bir değişimi anlatıyor. Kapitalizmin, Hümanizmin, Protestanlığın ise kol kola batı medeniyetini nasıl inşa ettiğini, engel olduğu düşünülen dinin nerdeyse kapitalizm diye ekonomik bir mezhebe dönüş hikâyesine tanık oluyorsunuz. Hatta rasyonel çalışma hayatının, iş ahlakının, disiplinin, hırsın, metodik çalışmanın bir ibadet olduğunu, bir Hıristiyan için tüm ibadetlerden öncelikli ve yegâne amacın para kazanmak olduğunu okuyunca şaşıracak kitabın başlığına geri dönüşler yapacaksınız;Edebiyat dünyasında din ve ahlak algısı…  Kitabın ilk sayfalarında böyle bir giriş ile batı dünyasının bir resmi çiziliyor. Buna bağlı olarak hedef vurucu kalemleriyle yazarlardan, fikir adamlarından ‘kapitalizm dine yeni bir yorum getirdi’ diyenler doğmuştur. Ancak biz neden aynı düşünceyi kopyaladık. İslam da böyle miydi? sorusu ile şok edici bir sonuca değiniyor.
FİKİR DÜNYAMIZA IŞIK TUTANLAR
Uçan eserinde, edebiyatçıların, kopyalama adı altında yeni Müslümanlık anlayışlarıyla gelişen akımlara itirazlarını ve tereddütlerini de işliyor. Dinde reform adı altında gelişen anlayışların nasıl deforme olacağına dair de notlar veriyor.
Uçan edebiyatçıların görüşlerine değinirken Necip Fazıl’ın akıl ve olguculuğun, Sezai Karakoç’un Müslüman dünyasına ışık tutan tefekkürlerinin, Rasim Özdenören’in tevbeye bakış açısının, ömrünü insanın içinde gül aramakla geçiren Nuri Pakdil’in ‘ıtır gibi kokardı Sevr mağarasında zikir’ başlığının üzerine harikulade tespitlerini konuşturuyor. Bu eser ile piyasa, siyaset, mülkiyet kirlenmesine karşı gül suyu dökmeye çalışanlar, çıkıp fikrin harbine tutuşanlar olacağı kanısındayım. Fakat devam eden büyük tereddütler ile bu tereddütlere cevap olarak sunulmuş, bazen de duvar olmuş fikirler edebiyat dünyasında yankı bulacak ve okuyucu yazarın bu eseri sorumluluk bilinciyle kaleme aldığını, yazının sancısını anlayacak buna mukabil sağlam bir teşekkür yazısı ile Uçan’a karşılık verecektir.
BİR KEZ DAHA OKUTAN BİR TEFEKKÜR…
Okuduğunuz sayfalara geri dönmek isteyebilirsiniz. Geri dönme isteğinizin sebebi eserin karmaşık olmasından değil, tefekkür gerektirdiğindendir. Öyle şüphelere düşersiniz ki iç dünyanızda defalarca kendi ateşini söndürmüş ömrünüz bir tefekkür cümlesi ile yerle bir olur. Hem bilgi hem kalp çalıştığında öyle kolayca geçilmez kelimeler. Uçan’ın örneklerinin her birinin delilini şüpheye yer vermeyecek şekilde kaynaklara atfetmesi eserini kuvvetlendiriyor. Bu sayede eser merakla ve zorlanmadan sahip olduğu derinlikle birlikte bizlere sunuluyor. Bu nedenle tavsiye edilen eserler arasında öncelik kazanacak ve hayatınıza tesir edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder